12 Şubat 2015 Perşembe

Gündüzüm gece kadar karanlık..

Oksijensiz bir ortamda nefes almaya çalıştınız mı hiç yada zifiri karanlıkta görmeye? Niye diye sordunuz mu kendinize hiç.. Bazı soruların cevapları çok açıktır aslında önemli olan sadece o cevabı doğru yerde aramaktır. Genelimiz cevapları kaybolmuş hayatlar yaşıyoruz, genelimiz çok sevip genelimiz aşık oluyoruz.. Kokusuna hasret kaldığımız şeyleri kokusuz nilüferleri koklayarak hatırlıyoruz. Bazı şeylere o kadar tutuk kalmışız ki hiçbir sebebimiz yokken o kadar tutulmuşuz ki gitmek bile ölmek gibi geliyor. Susmak bile ölmek gibi.. Aslında hepimiz hık desek o kadar çok kelime dökülür ki şuraya. Bazı baharlar, bazı saatler, bazı anlar o kadar anlamlı olur ki konuşabilsek, bağırabilsek.. Bence bir süredir dünyadaki bütün renkler siyah gibi, düşünsenize bir ağaca bir çiçeğe bakıyorsunuz o bile simsiyah o bile hüzünlü.. Anlamsız o kadar şeye o kadar çok anlam yüklüyorum ki ben bir görseniz bir bilseniz aslında. Komiktir, ayağı kalktığını bile bile yerde kalmayı düşünmek.. Düşünmeyi, üzülmeyi ve renkleri unuttum ben. Geçen günlerime selam olsun, ayakta dimdik kalmayı özledim ben.