12 Kasım 2015 Perşembe

Bir adamın defteri

Napıyorum ben dedirten noktaya geldiği zaman yazar bir erkek. O defterlere o sayfalara o metinlere kusar herşeyini, kah görür kah duyarsınız bunu. Yosun kokan bir akşamdaki bakışıdır sevdiğine yazısı, kokladığı tel tel saçlarıdır bazen defteri. Öpücüğü öyle bir iz bırakır ki sevdiğinde oda kalemidir. Ama bir kişiye defter, bir kişiye kalem, bir kişiye yazı olur her zaman bir erkek. Bakamıyorsa, koklayamıyorsa yazıyorum sanar susar sadece, içi öyle bir büyür ki özlemle her defasında baktığı gözleri o akşamdaki gözler sanar. İçindeki özlemi, hasreti susarak söndürmesi beklenir bir erkekten. Ama koklayarak sayfalarını çevirdiği, öperek yazdığı defteri yırtamaz, nerde nasıl olursa olsun her zaman sol yanının en üstündedir. Bir an gelir defteri yırtmasını beklerler bir erkekten; o sevgiyle, o heyecanla, o kokuyla yazdığı defteri; yırtmaz, susar. Bekler, bekler ki sevdiği hatırlasın, sevdiği görsün o güzel sayfaları, okusun. Bekler ki uzaktan baktığı  kitaplarda bile bulamasın bu yazıları bu sayfaları bu aşkı. Özlemenin hüznünden bile ağır basar bazen sözleri gururu işte o zaman gitmez, koşar. Koşar ki yolda düşsün defter parçalansın. Öyle bir koşar ki bırakın gemileri yakmayı limanı ateşe verir. Hayatta mutluluğu görebildi şeyleri bile geri getiremez. Hiç bir zaman bir erkeğe limanı yaktırmayın, hiç bir zaman "olsun, varsın hayat devam ediyor." dedirtmeyin. Çünkü hayatta sadece bir kere bir erkeğin defterine girebilirsiniz. Selam olsun defterimin ana karakterine, kokunu yazıyorum defterime, gülüşünü elime yazıp kopya bile çekiyorum bazen, öpüyorum sensizlik kokan sayfalarımı.. 

12 Şubat 2015 Perşembe

Gündüzüm gece kadar karanlık..

Oksijensiz bir ortamda nefes almaya çalıştınız mı hiç yada zifiri karanlıkta görmeye? Niye diye sordunuz mu kendinize hiç.. Bazı soruların cevapları çok açıktır aslında önemli olan sadece o cevabı doğru yerde aramaktır. Genelimiz cevapları kaybolmuş hayatlar yaşıyoruz, genelimiz çok sevip genelimiz aşık oluyoruz.. Kokusuna hasret kaldığımız şeyleri kokusuz nilüferleri koklayarak hatırlıyoruz. Bazı şeylere o kadar tutuk kalmışız ki hiçbir sebebimiz yokken o kadar tutulmuşuz ki gitmek bile ölmek gibi geliyor. Susmak bile ölmek gibi.. Aslında hepimiz hık desek o kadar çok kelime dökülür ki şuraya. Bazı baharlar, bazı saatler, bazı anlar o kadar anlamlı olur ki konuşabilsek, bağırabilsek.. Bence bir süredir dünyadaki bütün renkler siyah gibi, düşünsenize bir ağaca bir çiçeğe bakıyorsunuz o bile simsiyah o bile hüzünlü.. Anlamsız o kadar şeye o kadar çok anlam yüklüyorum ki ben bir görseniz bir bilseniz aslında. Komiktir, ayağı kalktığını bile bile yerde kalmayı düşünmek.. Düşünmeyi, üzülmeyi ve renkleri unuttum ben. Geçen günlerime selam olsun, ayakta dimdik kalmayı özledim ben.

8 Kasım 2014 Cumartesi

Selamlar özlemin ve sevginin kokusu..

 Selamlar özlemin ve sevginin kokusu..

       Hiç öperken sıkı sıkı kokusunu içinize çektiğiniz birini özlediğiniz oldu mu sizin? Özlerken bile kokusunu hissettiğiniz yada yanınızdan onun parfümünü kullanan biri geçerken kalbinizin yerinden çıkacağını hissettiğiniz oldu mu? Çok garip değil mi bazı şeyler.. Hayatınızın merkezi haline gelmesini istediğiniz bazı kokular uçup gitti mi hayatınızdan? Neyse geçelim soruları sevgiye hasrete tekrardan selam olsun. O kadar sevdim ki uçtu gitti, o kadar sevdim ki şuan yanımda değil. Olsun bana bu kadar tatlı acıları yaşattığı için bile halen seviyorum onu. Her şarkıda onu yaşıyorum zira bir insan böyle sıkı sıkına severken her şarkı anlamlı geliyor hemde anlamsız, içinizi kıpırdatması bile yetiyor. Ben onun yanımdayken farklı bir ben olurken ben, ben onsuz kendimle çelişen ben. Ben o kadar çaresiz bir adam ki ben deliler gibi sevdiği birine bile sahip çıkamayan da ben. En son ne zaman sarıldığımı hatırlamadığım insanı bir kucak dolusu kadar özlüyorum ki, o kadar çok seviyorum ki. Evrendeki bütün yıldızlar sönsün senin gözlerin parlasın, dünyadaki bütün güneşler sönsün senin gülüşün ısıtsın içimi .Selamlar olsun dünyalar güzelim..

15 Eylül 2014 Pazartesi

Sonu gelmeyen bahar.

Günlerden yine sıfırdan planlanmamış bir gelecek. Her zaman sıra gelen hayaller ve hayatlar. Hep gerçeğin kırıntılarını taşıyan hayaller. Alışılmışlıklar. Her şeyi boşvermek üzere bugün yeni bir sayfa, istenmeyen yeni ve bomboş bir sayfa. Bomboş bu sayfayı size hediye eden insanlar ve sebeblere burdan bol bol selamlar...

Bugün o kadar garip ki. Alıştığınız bazı şeyleri sanki bir anda sizin elinizden almışlar ve hayat enerjinizi sıfırlamışlar. Düşünmek güzel gelirken biranda bomboş kalakalmış. Gözünüzü kapattığınızda yanlışıkla aklınıza gelen bir şeye inanıp onunla ilgili bir sürü şey hayal edip uyanığınızda bu ihtimallerin çok uzak olması o kadar alçakça bir duygu ki. Her zaman yanımda dediğiniz arkadaşlarınızla bile yabancı gibisiniz, her zaman hayalinizdeki kızı düşünmekten çekiniyorsunuz. Gökyüzü kadar derin ama uzay kadar karanlık bir kapalı kutunun içindesiniz. İçinizde olan yaşam isteği ve idealleriniz ayakta tutuyor sizi. Aslında hiç birşey o kadar sikinizde değil ki. Yanımda olmayan o kadar çok arkadaşım yanımda ki, yanımda olmayan o kız bile o kadar yanımda ki oyüzden o kadar yalnızım ki! Uzatmıcam selamlar olsun o arkadaşlar, selamlar olsun o kız. Benim için "o kişiden" farkınız yok artık. 

4 Eylül 2014 Perşembe

Hiç yokken, bir varmış

Hiç yokken, bir varmış.. Kendimizi hep kandırdık şu zaman kadar hep birinin peşinden koştuk, vardık ve sanki sadece bunun için yaşadık. Ama aslından hiç olmadık. Karamsarlığa düştüğümüz zamanları hatırlayın içilen alkollerin yazılan yazıların haddinin hesabının olmadığını hatırlayın, şimdi onların hepsini unutun çünkü karşınızda tekrardan bam başka bir insan var. Yeni hayalleriniz, yeni hedefleriniz var, kalbiniz daha uyumlu atıyor. Yoktan var olan bu kişi hayatınıza sanki bir yerlerden gönderilmiş bir hediye.. Bu saatten sonra her şey unutulmuş, MANTIK denilen saçma kelime sizin için anlamını yitirmiş. Tek gerçeğiniz onun ışıl ışıl parıldayan iki gözü olmuş, düşünmek için bir amacınız olmuş, pes etmemeyi tekrardan öğrenmişsiniz. Evet ben müzik dinlerken kelimelerin içine hapsolan ben müziğin melodisi ve o eşliğinde  kelimeleri bile duymuyorum. Samimiyetimin doruklarında yazdığım bazı yazılar bazı hayallerden çok farklı bir şey bu, sonsuz bir bahar gibi bu. Hiçlikten, varlığa dönmüş bir ruhun aşkın kırmızısında kendini kaybetmesi gibi bu. Kelimelere sığdıramayacağım daha bir sürü şey.. Benim dünyama hoş geldin umutlarımın iki gözü.

8 Ağustos 2014 Cuma

Bazı Gecelere

Gecenin sessizlikle savaştığı saatlere hitaben..
  Nasıl derler, nasıl tarif edeyim bilmiyorum ama bazı geceler vardır ya hani o geceler gökyüzüne baktığınız zamanlar boğulursunuz bir şeyler eksiktir sanki, gece çok sessizdir yada ruhunuz bir kaç şişe bir şeyler istiyordur.. Ama her zaman olmaz sadece geceden sadakat beklediğiniz saatlerde ve az birazda şarkı dinlediyseniz hatta yanınızda kimse yoksa o saatte yalnızlığa koşarsınız, o saatte sokaktan geçen bir insanın ayak sesleriylevbile mutlu olursunuz takii oda sokağın sonuna kadar. Belki etrafınızda o saatler dost ararsınız oda yoktur. Neden boş konuşuyorum ki aslında sadece gecelere isyan ediyorum. Gökyüzüne bakıp gülüyorum meydan okurmuş gibi sanki. Sigaradan bir duman çekip gökyüzüne üflüyorum hatta bazen belki rengi değişir diye. Neyse sanırım yine boş konuştum bazısına göre de hoş. Umutlarınızı yitirmediyseniz hala gecenin en kahpe sessizliğini sizle yenecek bir dost aramaya başlayın. Benim yapamadığım bir kaç şey yapın mesela yataktan kalkıp aşık olun hala umutlarınız varsa, hayallerinizde gökyüzlerinizi siyah, soğuk veya sessiz yapmak yerine renkli yapın, sıcak yapın hatta fon müziğiniz de aşık olduğunuz kişinin gözlerine bakarken kulağınızda hafif yankılanan müzik olsun. Hayal kurun ki kuşlar bile kaybolmasın geceleri şarkılara eşlik etsin onlarda. Bunları size söylerken ben bile bir kaç tane hayal kurdum umutlarımı yitirmek üzere olan biri olarak. Gökyüzünün yem yeşil olduğunu düşündüm arkadan gelen süper bir fon müziği ve sadece benim duyabileceğim türden çok güzel kuş sesleri.. Hayallerinizi unutmayın, isyanınızın ateşi asla sönmesin, umudunuzu yitirmeyin ve en önemlisi Aşık olun..

16 Mayıs 2014 Cuma

Her sabah sigarayı bırakıyorum.




 Insanlar yalnız kalınca ne kadar güçlü derinde ne kadar çaresiz. Yalnızlık aslında o kadar güzel birşey ki sigaraya trip atıyorsunuz, uykuya ve rüyalar sıkı sıkı aşık oluyorsunuz. Aslında iki tane sevgiliniz oluyor biri sizin paranıza bakıyor diğeri ise sizi dinlendiriyor ama zamanınızı çalıyor. Biriyle ortamlara akıyorsunuz biriyle ise hep yalnız kalıyorsunuz ve sizin hayalgücünüze özel kalıyor. Ve onları kimseyle paylaşamıyorsunuz ve kıskanamadıkça çaresizleşiyorsunuz. Hayatında kimse yoksa gözlerini kapat ve düşün ben düşündükçe aklıma sigaranın cesaretiyle güçlü olduğum uykunun yalnızlığıylada çaresizliğim aklıma geliyor.Aklına bir sima bir yüz bir isim geliyorsa ona koş benim gibi paranoyaklaşma. Cesaretimi topladığım zaman bile sağ cebimde sigaram ve hafif uykum oluyor ve neden cesaretlendiğimi bilmiyorum. Hayatım çok boş kalbimde öyle, hadi eyvallah.